Mecliste kefenli eylem: "Kadınlar sizin yüzünüzden işte bu kefeni giydi"
Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in Semih Çelik tarafından vahşice katledilmesinin yankıları meclise taşındı.

Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in Semih Çelik tarafından vahşice katledilmesinin yankıları meclise taşındı.
TBMM Genel Kurulunda kürsüye, 'kefen' ile çıkarak kadın cinayetlerine tepki gösteren CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, "Münevver’den İkbal’e, Narin’den Sıla’ya, Özgecan’dan Ayşenur’a; binlerce kadın ve çocuk sizin yüzünüzden işte bu kefeni giydi" diyerek getirdiği kefeni açtı.
TBMM Genel Kurulu, 'Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığında toplandı. Siyasi parti gruplarının önerge verdiği bölümde, DEM Parti TBMM Başkanlığına, 'Kadınlara yönelik artan şiddetin önlenmesi' amacıyla araştırma önergesi sundu. Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu, "Araştırma önergemizde de belirttik; en az 20 kadın ölümü şüpheli olarak kayıtlara geçti. Bunlar kadın örgütlerinin verileri, bu devletin, bu iktidarın verileri değil. Bu ülkede 2010 yılı ile 2024 yılının Ekim ayı arasında 4 bin 255 kadın cinayeti yaşandı. Son 7 yılda bin 441’i şüpheli olmak üzere. 2010’dan bu yana gerçekleştirilen kadın cinayetleriyle birlikte toplamda 5 bin 696 kadın katledildi. Sadece bu yılın 10 ayında 296 kadın katledildi, 184 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu Mecliste, bu Genel Kurul’da kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında defalarca verdiğimiz önergeler, kanun teklifleri bizzat AKP, MHP sıralarında oturanlar tarafından oy birliğiyle reddedilmiş oldu. Bu cinayetlerin önlenmesine dair sunulan önergeler, katledilmek istemeyen kadınların sesiydi, talebiydi. Bu sese, bu talebe sessiz kalan, ret oyu kullanan herkes bu cinayetlerden sorumludur, Ayşenur Halil’in, İkbal Uzuner’in katledilmesinden sorumludur" ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Grubu adına söz alan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün ise "Geçtiğimiz yıl Adalet Bakanlığına bir soru önergesi vermiştim. ,'İnfaz düzenlemeleriyle erken salıverilerek özgürlük bahşedilen suçlulardan kaç tanesi kadına ve çocuğa yönelik şiddet suçlarından hüküm giymişti?' diyerek. Ancak cevabınızdan tatmin edici olmadım. Bakanlık her ne kadar rakamsal bir cevap vermese de biz cevabımızı yaşarken gördük milletvekilleri. O tarihten sonra basına yansıyan, organize ya da bireysel olarak işlenen suçların faillerinin çoğunun seceresinin, suç makinelerinin sicillerinin, kadına yönelik ve çocuğa yönelik şiddet suçlarıyla dolu olduğunu gördük. 19 yaşında 26 suç kaydı olan bir suçlunun açıklaması cezasızlık olgusudur, cezasızlık algısı değil. Bir kriminolog, 'Suçun önündeki en büyük engel cezaların acımasızlığı değil, yanılmazlığıdır' der. Hafif bile olsa bir cezanın kesinliği, cezasız kalma umuduyla birleşen daha korkunç bir başka cezanın korkusundan her zaman daha güçlü bir etki yaratır. Aslolan cezanın ağırlığı değil, cezanın caydırıcılığıdır. İktidar bugün bile hala bu yanılgıya düşüyor, bu yanılgıdan çıkmazsa havanda su dövmekten öteye giden bir mücadeleden başkasını vermemiş olacak. DEM Parti’nin bu önergesini destekliyor, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için alınacak tüm tedbirlerin arkasında olduğumuzu ifade ediyorum" diye konuştu.
Önerge üzerine CHP adına söz alan Ankara Milletvekili Semra Dinçer, konuşma yapacağı kürsüye 'kefen' ile çıkarak, "Münevver’den İkbal’e, Narin’den Sıla’ya, Özgecan’dan Ayşenur’a; binlerce kadın ve çocuk sizin yüzünüzden işte bu kefeni giydi. Bu kefenin üzerinde katledilen kadınların, kız çocuklarının ve bebeklerin isimleri var. Lafı hiç eğip bükmeye gerek yok, bu ülkede eşikten beşiklerine kadar her gün kadınlar ve çocuklar katlediliyor. Sizin erkek egemen politikalarınız ve kadınları katleden canilere uyguladığınız cezasızlık politikalarınız yüzünden 22 yıldır kadınlar ne yazık ki bu kefeni çantalarında taşıyorlar, bu kefeni kadınların kaderi yaptınız. Bu topraklarda katledilen her kadının vebali boynunuzdadır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasaydınız, kadınları katleden canilere iyi halden ceza indirimi yapmasaydınız bugün birçok kadın hayatta olacaktı; cezaevinden firar edip Ceren Özdemir’i öldüren katili yakalayabilseydiniz Ceren bugün hayatta olacaktı. 19 suçtan ceza alan kişiyi serbest bırakmasaydınız, öğretmen Saadet Çay şimdi yaşıyor olacaktı. Ceza adaletini ortadan kaldırdınız, toplumu çürüttünüz; önlük giymesi gereken çocuklar, gelinlik giyecek olan kadınlar sizin yüzünüzden işte bu kefeni giydi. Her gün kadına yönelik canilik, suç ve şiddet haberlerini görmek kanımızı donduruyor. Peki, bunun sebebi ne? Kadın katilleri kimden ve nereden cesaret alıyorlar?" dedi.